İçindekiler
Düğün Takıları (Ziynet Eşyası) Davası Nedir?
Düğün takıları (ziynet eşyası) davası, evlilik sırasında gelin veya damada hediye edilen altın, para, mücevher gibi değerli eşyaların kime ait olduğuna ilişkin ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümünü sağlayan bir hukuk davasıdır. Bu davalar, boşanma davası ile birlikte talep konusu yapılabileceği gibi ayrı bir dava ile de talep edilebilir.
Düğün Takılarının Hukuki Statüsü
Aile hukukunu düzenleyen Türk Medeni Kanunu’nda ziynet eşyalarının kime ait olduğunu belirleyen bir madde yoktur. Bu nedenle Yargıtay içtihatları yol göstericidir. Düğünde takılan ziynet eşyaları uzun zamandır kabul gören Yargıtay Kararları gereği “aksine bir anlaşma ya da örf âdet kuralı olmadığı takdirde, düğünde kim tarafından hangi eşe ne verilirse verilsin, ne takılırsa takılsın (ziynet eşyası, altın, döviz, TL vs.) bunların hepsi kadına ait sayılır” yönündeydi.
Ancak Yargıtay içtihatlarında toplumumuzun gelenek ve göreneklerinin zamanla değişikliğe uğraması, ekonomik ve hukuksal ilişkilerin dinamik yapısı ve özellikle; düğünlerde kadına özgü ziynet eşyalarının dışında, ortak bir yaşam kurma aşamasında olan eşlere maddî katkı sağlamak amacıyla, ekonomik değeri olan başka şeylerin de takılması/verilmesi, dikkate alınarak, düğünde eşlere takılan/verilen ve ekonomik değeri olan eşyalarla ilgili davalarda, değişikliğe gidilmesi zorunluluğu doğmuştur.
Bu konuda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04.04.2024 tarihli 2023/5704 E. , 2024/2402 K. sayılı ilkesel nitelikteki yeni görüşüne göre; “Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşım bu anlaşmaya göre gerçekleştirilir. Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleştirilir. Aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şey kural olarak kendilerine aittir. Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü (kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılır. Özgü olma konusunda çekişme varsa ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Bilirkişi incelemesi sonucunda o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse o şey takılan/verilen eşe ait olur. Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir” yönündedir.
- Yani yeni görüş ile ziynet eşyası davalarında mahkeme öncelikle taraflar arasında önceden yapılan bir sözleşme olup olmadığına bakacaktır. Eğer sözleşme varsa, sözleşme hükümlerini dikkate alarak karar verecektir.
- Bir sözleşme yoksa mahkeme ikinci olarak yerel örf ve adetlere bakarak bir karar vermesi gerekecektir. Yerel örf ve adetin varlığı bir tarafça iddia e ispat edilmesi gerekmektedir.
- Şayet taraflar arasında bir sözleşme yoksa ve yerel örf ve adet iddiası da yoksa düğünde kadına takılan kadın eşe, erkeğe takılan erkek eşe aittir. Şayet kadına özgü örneğin bir ziynet eşyası erkeğe takılmışsa bu şey kadına ait kabul edilmelidir. (Kolye, bileklik vb gibi). Ya da bir erkek saati kadına takılmışsa bu da erkek eşe ait kabul edilmelidir. Düğünde takı torbalarına veya sandığa atılan şeyler de eşler ortak kabul edilmelidir. Şayet düğün sandığa bir ziynet eşyası (bilezik, kolye, bileklik vb.) atılmışsa bu şey kadın eşe ait olacaktır. Bir erkek saati sandığa atılmışsa da erkek eşe ait olduğu kabul edilecektir.
Ziynet Eşyası Davasında İspat Yükümlülüğü
Ziynet alacağı davalarında da olağan olan kadına özgü ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır.İspat sürecinde şu deliller kullanılabilir:
- Düğün Fotoğrafları ve Videoları: Düğünde hangi takıların takıldığını göstermek için güçlü bir delildir.
- Tanık Beyanları: Düğüne katılan kişiler, ziynet eşyalarının kimlere takıldığını ve kimin elinde bulunduğunu mahkemede tanık ile ispat edebilir.
- Yazılı Belgeler: Takıların bozdurulması veya satılması durumunda, makbuz ve dekontlar gibi belgeler de ispat açısından önemlidir.
“Davacı karşı davalı kadının delil olarak sunduğu ve erkek tarafından inkar edilmeyen mesaj kayıtlarına göre de kadının erkekten altınlarını getirmesi istendiğinde erkeğin “söz getireceğim, bıktım artık bu konudan yeter” dediği anlaşılmıştır. Davalı karşı davacı erkek, 03.11.2022 tarihli dilekçede bu mesaj kayıtlarından sonraki bir tarihte bileziklerin teslim edildiğini ve ziynetlerin kadında olduğunu beyan etmiştir. Bu durumda ispat yükü yer değiştirerek erkeğe geçmiş olup davalı karşı davacı erkek ziynetlerin uhdesinde olmadığını ve kadına iade edildiğini sunulan delillerle ispatlayamamıştır. O halde, talebe konu edilen ve dilekçeler aşamasındaki iddia ve savunmalar ile özellikle davalı karşı davacı erkeğin dava konusu ziynetlerle ilgili aidiyet savunması da bulunmadığı dikkate alınarak ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04.04.2024 tarihli 2023/5704 E. , 2024/2402 K. sayılı kararı
Mahkemenin İncelemesi ve Kararı
Ziynet eşyası davalarında mahkeme, şu hususları dikkate alır:
- Eşyaların düğünde kime takıldığı
- Eşyaların kişisel mal sayılıp sayılmadığı
- Ziynet eşyalarının tarafların rızasıyla mı yoksa zorla mı alındığı
Mahkeme, delilleri değerlendirerek takıların kime ait olduğuna ve kimin iade yükümlülüğü olduğuna karar verir.Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir
Düğün Takılarının İadesi Mümkün Olmazsa Ne Olur?
Düğün takıları, fiziksel olarak mevcut değilse, iade edilemeyen ziynet eşyalarının rayiç değeri hesaplanır ve bedelinin ödenmesine hükmedilir. Altının değeri, karar tarihindeki piyasa değeri üzerinden hesaplanır.
Düğün Takıları Davasında Zaman Aşımı
Ziynet eşyası davalarında, ziynet eşyasının aynen talep edilmesi mümkün ise bir zamanaşımı süresi yoktur. Dava her zaman açılabilir. Ancak aynen iadesi mümkün değil ise bedeli dava konusu yapılabilir. Bedelinin talep edilmesini içeren davalar boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır.
Düğün takıları, çiftler arasında önemli bir anlaşmazlık konusu olabilmektedir. Türk hukukunda, ziynet eşyalarının büyük çoğunlukla geline ait olduğu kabul edilse de, her olayın kendine özgü şartları vardır ve mahkeme bu şartları detaylı şekilde değerlendirir. Dolayısıyla, bu tür bir davayla karşı karşıya kalan bireylerin, hukuki haklarını doğru şekilde savunabilmek için uzman bir avukattan destek alması büyük önem taşır.
Not: Bu makale yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki danışmanlık yerine geçmez. Özel durumlarınıza ilişkin bilgi ve yönlendirme için bir avukatla iletişime geçiniz.